Aylık Rapor | Ekim 2017


Bu ay daha çok yazan ve okuyan ve izleyen muggle'dan herkese selamlar!

Çok mutluyum!

Ekim ayının beni kendime getireceğini biliyordum çünkü bu ay hem okulun temposuna alıştım, hayatım bir düzene girdi hem de havaların soğumaya başlamasıyla birlikte reading slump illetinden de yakayı kurtardım!

Kasım sınav dönemini içeriyor olsa da Kasım'dan da beklentilerim büyük. 




Okunanlar

Bu ay altı tane kitap okudum ve çok mutluyum. Hala yeterli bir rakam değil belki ama yazın açığını kapatmama yetti. Bu ay yapmayı başardığım şey - kendimi biraz da zorlayarak - toplu taşımada kitap okumak oldu. Hep söylüyorum, yollarda çok vakit geçiriyorum, hatta 3 saate yakın, bu yüzden bu vakit boşa gidiyor gibi hissediyorum. Değerlendirmek açısından kitap okuyabilmek büyük bir fark yaratıyor bence. Umarım devam edebilirim.

- Fahrenheit 451 / Ray Bradbury 4/5

Aslında beklentilerimin bir tık altında kalan bir kitap oldu fakat içeriği ya da verdiği mesajla değil, anlatımıyla. Belki de bu çeviriden kaynaklanan bir problemdi çünkü okurken akıcılığı hissedemedim ve yeterince keyif alamadım. Onun dışında çok özgün bir kitap ve kitapların hayatımızda, toplumların yaşamında ne denli büyük bir rol oynadığını, kopmaz bir parça olduğunu gözler önüne seriyor. Kitapları sevin, onları okuyun. Kitabın yorumu için; tıklayın.

- Gölgesizler / Hasan Ali Toptaş 3/5

Gölgesizler, yeni yazar keşfetme hevesim sonucunda okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Hasan Ali Toptaş'ın da İhsan Oktay Anar gibi büyülü gerçekçi olduğunu ve bu kitabının da Marquez'in kalemini andırdığını okuyunca yerimde duramadım desem yeridir. Fakat umduğumu bulamadım ve benim için bu ayın hüsranı oldu. Okuduktan sonra burada puanlarken bile çok puan vermişim gibi geliyor şu an. Konusu çok güzeldi ve gerçekten de yukarıda sözü geçen yazarların da ele alabileceği türden bir hikayeydi. Ben daha çok ele alış şeklini, yazarın üslubunu beğenmedim. Aynı hikayeyi belki Marquez'den okusaydım - bu karşılaştırmayı yapmayı hiç sevmiyorum ama düşünmeden de edemiyorum - eminim ben de etkisi çok çok daha büyük olurdu.

Yazarın tek bir kitabıyla bu kanıya varmak istemiyorum ama fazlasıyla da hevesim kaçtı. Eğer sizin okuyup da çok ama çok beğendiğiniz, müthiş olduğunu düşündüğünüz bir kitabı varsa lütfen önermekten çekinmeyin.

- Olağanüstü Bir Gece / Stefan Zweig 5/5

Beklediğimden farklı bir hikayesi vardı ama bu olumlu yönde bir şaşkınlık yarattı ben de. Ben bir aşk hikayesi okumayı bekliyordum ama Olağanüstü Bir Gece daha ciddi, daha derin bir meseleyi ele alıyordu bence. İnsanın "her şeye" ve "hiçbir şeye" sahip olmasının gerçek anlamını irdeliyor, insan ruhunun asıl gereksinimlerine vurgu yapıyordu. Harikaydı.

- Bir Kadının Yaşamından 24 Saat / Stefan Zweig 5/5

Söylemekten sıkılmayacağım ama belki sizi sıkacağım; Zweig duyguları aktarmak, hayır, onları okuyucuya yaşatmak konusunda bir üstad. Sonuna kadar heyecanla ve yeri geldiğinde sinirlenerek, yeri geldiğinde üzülerek okuduğum bir hikaye oldu. Merak unsuru daha çok ön plana çıkmıştı bence ve bu kitabı bir çırpıda okutan en önemli etken. Yine harikaydı.

- Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda / Yılmaz Özdil 5/5

Uzun süredir okuyordum aslında bu kitabı. Yarısına kadar anne ve babamla birlikte okuduk. Üzerine tartıştık, araştırmalar yaptık, notlar aldık. Benim için çok verimli bir okuma oldu doğrusunu söylemem gerekirse. Her defasında hayrete düşsem de, hatta öfkelenip kendi kendime sitem etsem de okumaktan memnun kaldığım bir kitap oldu. Unutturulmak istenenleri bir kez daha hatırlamak için herkesin okumasını tavsiye ediyorum.


- Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru / Heinrich Böll 4/5

Ayın son kitabı. Uzun zamandır okumak istiyordum fakat yazara yabancı olduğum için elim gitmiyordu. Umduğumdan daha güzel ve daha akıcı bir kitaptı. Medyanın insan psikolojisi üzerindeki şaşırtıcı etkisi gösteriliyor aslında kitapta ve basın özgürlüğünün ne demek olduğunu, ne demek olmadığını sorgulatıyor. Verilen mesaj güzeldi.Yazarın kalemini sevdim ve başka kitaplarını da okumak isterim. 

Okuyamadıklarım : Amerikan Tanrıları / Neil Gaiman

*ağlayan muggle* Neden böyle oldu hiç bilmiyorum. Kocaman bir heyecanla ve yine devasa bir hevesle başladım Amerikan Tanrıları'nı okumaya ama yok, olmadı. Bir türlü kendimi kitaba kaptıramadım, kurgunun içine giremedim. Karakterler çok uzak kaldı, hikayeyle aramdaki mesafeyi aşamadım. Gaiman'ı çok seviyorum, hatta yazarın hayranıyım. Bu yüzden bu durum beni çok şaşırttı. Bu okuma zorluğunu, farklı kültürlerin mitolojileriyle içli dışlı olmamama bağlıyorum. Bu konuda biraz daha okuduktan ve bilgi sahibi olduktan sonra Amerikan Tanrıları'na dönmeyi düşünebilirim.

Ama dizisi de var. Belki ondan daha çok keyif alırım. Okuyanınız varsa, ne diyorsunuz?




İzlenenler

Filmler

- Boss Baby (2017) 5/5

Aslında fragmanları filan hiç dikkatimi çekmemişti. Öylesine canımız animasyon izlemek istediğinde açtık ve beklediğimizden keyifli çıktı. Çok eğlenceli bir filmdi. 

- The Mummy (2017) 2/5

Sinemalardayken izleyemediğim için üzülmüştüm ama şimdi diyorum ki iyi ki böyle bir filme para verip girmemişim. Belki de büyük beklentilerim olduğu için bu kadar hayal kırıklığına uğradım ama beklentim olmasaydı bile hiç beğenmezdim ben bu filmi. Hele son sahneleri resmen izleyiciyle dalga geçer nitelikteydi. Çok kötüydü, uzak durun. İki puanı da Tom Cruise hatırına verdim zaten. 

- Die Verlorene Ehre der Katharina Blum (1975) 3/5

Kitabı bitirir bitirmez, ama gerçekten bitirdikten hemen iki-üç dakika sonra filan, filmini izlemeye başladım. Aslında büyük bir tereddütüm vardı, çünkü kitabın formatını düşününce bundan nasıl bir senaryo çıkarttılar merak ettim. Ama güzel bir iş çıkarmışlar, yayınlandığı yıla göre oldukça iyiydi. Kitaba da büyük oranda sadık kalınmış.



Diziler

Bu ay resmen devamlı OCN izlemişim gibi; başlayıp bitirdiğim üç Kore dizisi de OCN yapımı : Save Me, Tunnel ve Duel

- Save Me (2017) 3/5

Aslında başları çok sıkıcıydı, bir türlü konuya giremediler gibi hissettirdi bana. Buna rağmen kendisini bir şekilde izlettirdi dizi. Dini bir tarikatın eline düşmüş, oradan kurtulmaya çalışan bir kızın hikayesi kısaca. Dizide işlenen aşırılıkları görünce çok şaşırdım ama bunlar bizim ülkemizde de yaşanan şeyler. Hatta çok daha aşırıları yaşanıyordur eminim. İnsanları en iyi inançlarını kullanarak kandırabilirsiniz; dizi de bunu güzel bir şekilde gözler önüne seriyordu.

- Shingeki no Kyojin 2. Sezon 5/5

Sonunda izledik! Ben önceden mangasını okuduğum için çok da şaşırıp heyecanlanmadım ama karakterleri ekranda yeniden görmek ve duymak güzeldi. Hala izlemediyseniz bu animeyi izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. 

- Goblin (2016) 3/5

Dizi hakkında söyleyebileceğim her şeyi şurada söyledim zaten. Daha fazla üzerinde konuşmak istemiyorum :D

- Tunnel (2017) 4/5

Harikaydı, öneri yazısı gelecek.

- Duel (2017) 4/5

Bu da müthişti, buna bir öneri yazısı yazacağım kesinlikle.

- Rick and Morty 2. Sezon

Zaten çok popüler, daha fazla ne söyleyebilirim ki? :D



Siz bu ay neler yaptınız?

Benimle paylaşın!



Yorum Gönder

11 Yorumlar

  1. 6 kitap az değil ya :DD Ben hiç okuyamadığımdan çok geldi. Neil Gaiman'ı ben de severim. Shingeki Kyojin'i ilk sezonu çıktığında izleyip çok beğenmiştim. Hatta nihayet bi animeyi tam anlamıyla sevdim falan demiştim. Ama bir türlü ikinci sezonu izleyemedim ya. Zaten geç çıktı sonra da soğumuşum heralde. Rick and Morty şahane. Bu eski distopya kitaplarında hep bir -anlatım ya da çeviri bilmiyorum- sıkıntı var sanki. Stefan Zweig hiç okumadım ama merak ettiğim bir yazar kitapları da kısa kısa hoşuma gidiyor. Bkz. kitap okumayan tip :D:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altı kitap bana da ilaç gibi geldi, mutluyum :D Shingeki no Kyojin gerçekten çok uzun bir ara vermişti, ben o arada okudum mangalarını arayı soğutmayayım diye ama bence sen de vazgeçme, devam et. Sezon beklemeyi ben de hiç sevmiyorum ama dayanamıyorum :D Kısa olsa da etkisi büyük hikayeler yazıyor Zweig, beğeneceğinden neredeyse eminim :') Bol okumalı bir ay geçirmek dileğiylee ^.^

      Sil
  2. Dolu dolu bir ay olmuş Ne güzel :)
    Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel kitaplar okumuş ve çok güzel şeyler izlemişsin. Ben de Patron Bebek'i ekim ayında izledim, eğlenceliydi baya =) Hasan Ali Toptaş'tan Kuşlar Yasına Gider'i okudum, Gölgesizler'i bu ay okumayı düşünüyorum. KYG gerçekten çok etkileyici bir kitaptı. Belki ona şans vermek istersin. O zaman ben de Gölgesizler'e büyük bir beklentiyle başlamayayım. =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce İhsan Oktay Anar okumadıysan benden daha çok beğenirsin belki çünkü ben devamlı kıyas yaptım okurken o da keyif almamı engellemiş olabilir. Bahsettiğin kitabı not edeyim, olur da okumak istersem bir daha aklımda bulunsun. Teşekkürler :')

      Sil
  4. Boss Baby'yi ben bu ay öğrencilerimle birlikte izledim. İki sınıfa izlettiğim için iki kere izledim. Bence de çok eğlenceliydi. Konusu düşündüğümden farklıydı ama filmi çok sevdim.

    Okuyamama bunalımından çıkmana sevindim :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Boss Baby'nin konusu benim de beklediğimden farklıydı ama güzeldi de :D Teşekkürler ablacım :')

      Sil
  5. Otobüste kitap okuyabilmek büyük nimet. Okumayı denediğim çoğu zaman mide bulantısı yaşıyorum ben maalesef. Bir de kalabalık içinde kitap çıkarıp okuyunca sanki herkes bakıyormuş gibi hissedip rahatsız oluyorum :D Ama senin bu vakitleri değerlendirebilmene sevindim :'))
    OCN sana çalışıyor resmen :D Ne yaptın kanalı satın mı aldın doğru söyle? :D Dizilerin öneri yazılarını merakla bekliyorum. Özellikle Duel'i. Reytingleri düşüktü diye hatırlıyorum ama sen beğendiysen harcanan dizilerden biriydi demek o da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de eskiden rahatsız oluyordum, çünkü evet, bakıyorlar :D Ama artık kafamı kitaba gömüyorum, inene kadar da kaldırmıyorum çözüm olarak :D OCN gönül tahtıma oturdu bu ay vallahi :') Duel'in reytingleri düşük müymüş? o.O Yazık etmişler, dizi harika çünküüü :D

      Sil